ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

ALTAY TÜRKLERİNDE AKRABALIK

Yrd. Doç. Dr. Figen Güner Dilek

AHMET B. ERCİLASUN ARMAĞANI

Giriş

Altay Türkleri; Güney Sibirya’da Altay Dağlarının vadilerine serpilmiş ve
Türkoloji literatüründe,
Altay (Mayma) Kişi, Telengit (Çuy/Çoluşman) Kişi, Te-
leüt, Kumandı Kişi, Çalkandı (Şalkanu/Şakşılu/Kuu) Kişi/Lebed Tatarları, Tu-
ba(Yış) Kişi/Karaorman Tatarları
şeklinde çoğunlukla yaşadıkları bölgedeki
nehirlerin adıyla anılan Türk boylarının genel adıdır. Radloff, bölgede araştırma
yaptığı sıralarda, Altaylarda ve Yenisey vilayetinde yaşayan bütün Türk boyları¬
nı bir grup altında toplamıştır. İslamiyet tesiri altında kalmamış olan bu Türk
toplulukları içinde o sıralarda sadece
Teleüt adı vardır, diğer boyların kendi adla¬
rı yoktur (Radloff 1994b: 1-2). Anılan isimler Sovyet dönemi sonrası ortaya çık¬
mış ve bilimsel çalışmalarda da bu şekilde yaygınlaşmıştır.

Türklerdeki akrabalık sistemleri bilim adamlarının her zaman ilgisini çek¬
miştir. Bu konuda bilhassa Türk akrabalık terimlerini oldukça ayrıntılı bir şekil¬
de ele alan birçok araştırma yapılmıştır
. Akrabalık duygusunu en canlı ilişkilerle
yaşayan ve yaşatan Türk topluluklarından biri Altay Türkleri’dir. Bunun havza

1 Pokrovskaya, Lyudmila A., “Terminı rodstva v tyurskix yazıkax”, îstoriçeskoye razvitiye
leksiki tyurskix yazıkov, (Red. Ye. İ. Ubryatova), Moskova, 1961, s. 11-81., Tuncer
Gülensoy, “Altay Dillerinde Akrabalık Adlan Üzerine”, TDAY Belleten 1973-1974,
TDK, Ankara, 1974, s. 283-318., Yong-Söng Li, Türk Dillerinde Akrabalık Adları, Türk
Dilleri Araştırmaları Dizisi, Simurg, 1999, İstanbul., Melek Erdem, “Türkmen Türkçesin-
de Akrabalık Terimleri Üzerine”, Kök Araştırmalar, Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar
Dergisi. C.II. S.l, Bahar 2000, Ankara, s. 187-202.. Dr. S. M. Bice-ool. “Tuvalılarda Ak-

kültürü yaşama, azınlık olma ve geleneksel yaşama sıkı bağlılık gibi sebepleri
olabilir. Ancak, sebep ne olursa olsun akrabalığın, sosyal hayatı olumsuz yönde
etkileyen sert, yorucu iklim şartlan altındaki Sibirya tayga ve bozkırlarında ha¬
yata tutunmayı, direnmeyi sağlayan önemli bir güç olduğu açıktır. Altay bölge¬
sindeki alan araştırmam süresince edindiğim izlenimlerden yola çıkarak Altaylı-
larda akrabalık kavramını daha iyi izah edebilmek için akrabalığın, öncelikle
sosyal ilişkiler zemininde tanımlanmaya ihtiyacı olduğu sonucuna vardım. Bu
bağlamda, öncelikle Altay Türklerinin akrabalık ilişkileri, akrabalık türleri hak¬
kında bilgi vermeye gayret ettim, daha sonra da bu ilişkiler ağının dildeki teza¬
hürleri olan akrabalık adlan ile ilgili söz varlığını belirledim.

Akrabalık İlişkileri

Bir dilin akrabalık terimlerindeki sayısal azlık çokluk, toplum yaşamındaki
aile ve akrabalık ilişkileri ile doğrudan ilgilidir (Aksan 2000: 7). Toplumsal de¬
ğerlerin ve dilin temel olarak beslendiği yer ailedir. Toplumsal kültür değerleri
insanlar tarafından şahsiyetin bir parçası olarak algılanır ve aile içinde bu değer¬
ler sürdürüldükçe yerleşir (Nirun 1994:220). Bir toplumda akrabalığın temelini
aile oluşturmaktadır. Aile birliğinin dağılması ve bozulması, akrabalık bağlannı
zayıflatmakta bunun neticesinde de akrabalık kavramı daralmakta, dilde önceleri
aynntıyı, özeli, ayncalığı tanımlayan terimler bu niteliğini kaybederek git gide
daha geneli anlatır hâle gelmekte, bazı terimler ise tamamen kullanımdan düş¬
mektedir.

Akrabalık terimleri açısından batı toplumlan üzerine yapılan incelemelere
bakıldığında, endüstrileşme ve şehirleşmenin artması, göçler, ebeveynlerin otur¬
duğu yerlerle çocuklann ve torunlann oturduğu yerler arasındaki mesafelerin
uzak olması gibi sebeplerle akrabalık ilişkilerinin zayıfladığı, büyük kent mer¬
kezlerinde insanlann ancak çekirdek aileler halinde bir yaşam sürdükleri ifade
edilmektedir (Wardaugh 1997: 226). Hatta günümüzde bunun bile bir lüks oldu¬
ğu ve temel aile yapısının sosyal şartlann değişimiyle parçalanarak daha da bi¬
reyselleştiğini yani sosyal yapının değiştiğini söylemek mümkündür.

1998 yılında derleme yapmak amacıyla bulunduğum, o vakitler henüz tek¬
nolojik gelişmelerden payını yeterince alamamış Altay yurdunda, oldukça şaşır¬
tıcı bulduğum toplumsal özelliklerden biri bu insanlar arasındaki akrabalık ilişki¬
leri ve akrabalık tutumlanydı. Araştırmama önce şehir merkezinden başlamıştım.
Rehber kişiler eşliğinde gittiğim evler küçük olmasına rağmen her ailede, köy¬
den gelen bir iki yeğen, kuzen hatta uzak akraba çocuğu yaşamaktaydı. Bu du¬
rumun önceleri tesadüf olduğunu sandım, sonralan lise ve yüksek öğrenim yap¬
mak isteyen çocuklann eğitimlerini sürdürmeleri için şehirdeki akrabalan tara¬
fından köylerden özellikle getirildiğini öğrendim. Bulunduğum evlerde bu co-

cuklan evin öz çocuklanndan ayırmak oldukça zordu. Ailelerin, sülalelerin şehir
merkezlerinde yaşayan eğitimli önde gelenleri, yakın uzak demeden akraba ço¬
cuklarının gelecek kaygısını duyuyor ve elinden geldiğince ailelerinin sorumlu-
luklannı sorgusuzca paylaşabiliyordu. Bu paylaşım konusunda da bana en güzel
örneği, 1995 yılında tanıştığım meslektaşım ve dostum Nadya (Tıdıkova) ver¬
miştir. Tanıştığımız günden bugüne her ne zaman yazılı veya sözlü iletişim kur¬
sak, bana kısaca kendi sağlık durumunu ve ardından, büyük bir heyecanla, artık
isim isim tanıdığım yeğenlerinin, hatta, onlann çocuklannm hangi liseye ya da
üniversiteye girdiğini ve her birinin öğrenim durumu ile ilgili sıkıntılarını ve
başanlannı anlatmıştır. Çünkü bu duyarlılık, onun dünya görüşü içinde, günlük
yaşantısında Altaylı bir anne, teyze ve hala için çok doğal bir görevdir. Altay
Türklerinde ve diğer Sibirya Türk toplumlannda olduğu gibi sosyal statüsü ne
olursa olsun ailenin en büyük zenginliği “Tann’mn hediyesi” olan çocuk olarak
kabul edilir (Anayban 2006: 18). Çocuğa bu bakış, sadece ebeveynleri ile sınırlı
kalmaz, çocuk geniş ailenin,
sööklerin “soyların” gelecekteki güvencesi olarak
görülür. Nadya’nm bahsettiğim tutumunda bu genel kabulün etkisi büyüktür.

Altay yurtlannda yaptığım derleme gezileri sırasında Altay Türklerinin sıkı
akrabalık ilişkileri, araştırmalanma en büyük desteği sağladı. Rehber kişiler
sayesinde hemen her gittiğim köyde uğradığım eve o civardaki bütün akrabalar
toplanıyordu, eğer daha önceden haberleri olursa mutlaka akrabalardan birinin
evinde bir yemek veya çay hazırlanıyor, orada bir araya geliniyordu. Önceden
haberleri olmasa da rehberlerimizin bütün akrabaları bizi çok samimi bir şekilde
karşılıyor ve önce evlerini sonra da kaynak kişi olarak hayatlannı açıyorlardı.
Bütün bu ilişkiler, bana daha fazla kaynak kişi ile karşılaşma ve insanlann birbir-
leriyle olan bağlannı daha yakından gözlemleme fırsatı verdi. Herhangi bir Altay
evindeki akraba toplantısında; büyükler, küçükler, eşler, kardeşler, anne ve baba¬
lar, komşular birbirlerine karşı çok saygılı ve nazikti. Küçükler büyüklere ve
konuklara daima
sler “siz” şeklinde hitap ediyordu.

Akrabalık Türleri, Soylar

Akrabalık, konuyla ilgili bütün kaynaklarda olduğu gibi Altay Türklerinde
de kan yoluyla ve evlilik yoluyla olmak üzere iki türlüdür. Ancak, Altaylılann
yaşadıklan toplumda azınlık olmalanmn ve hâlâ geleneksel köy yaşantısını canlı
olarak devam ettirmelerinin de etkisiyle olsa gerek, insanlar arasında çok güçlü
ve önemli bir
söök “soy” akrabalığı söz konusudur.

Bir Altay Türkü ile ilk kez karşılaştığınızda gayet doğal bir şekilde önce si¬
ze adınızı, ardından da
söök “soy”unuzu sorar. Bana da bu soru defalarca yönel¬
tildi ve cevaplamakta en çok zorlandığım sorulardan biriydi. Bir süre sonra sayı- '
ca az olan bu toolulukta sıkı akrabalık ilişkilerinin de temelinde bu sorunun ce-
vabının yattığını anlayabildim. Çünkü herkes, soyadma göre kimin hangi soydan
olduğunu ve nerede yaşadığını biliyordu. Öyle ki,
söökler kim olduğunuzu resmî
kimliklerden daha ayrıntılı olarak ifade eden bir etkiye sahipti.

Altay halkı soy adından farklı olarak söök adı verilen çeşitli sülalelere bö¬
lünmektedir. Her Altaylımn bir
söögü vardır. Her söök iki veya daha fazla kardeş
sööklere ayrılmaktadır. Aynı ve yakın soylar arasında sööktin karındajı “soy
kardeşliği” sebebiyle evlilik olmaz. Birbirine kardeş olan ve evlenebilecek
söökler bellidir. Ancak, son zamanlarda, bilhassa genç nesilde ana dilini konu-
şamamak şeklinde başlayan ve aslını soyunu unutma, söök akrabalığını reddet¬
me, önemsememe şeklinde devam eden asimilasyon sürecinin bir sonucu olarak
kardeş ve aynı söökler arasında tasvip edilmeyen evlilikler de olabilmektedir.

Aynı söökten olan kişi kendinden büyük olan erkeğe akabıs “ağabeyimiz,
amcamız”der. Bu kişi kadın ise
ecebis “ablamız” der. Aynı soya mensup küçük
erkeklere
karındajıbıs “erkek kardeşimiz”, küçük kızlara ise sıyrııbıs “kız karde¬
şimiz” derler.
Söök baba tarafından devam eder. Altaylı bir kız başka milletten,
sööksüz biriyle evlenirse onun çocuğu annesinin babasına yani dedesinin
söögüne göre devam eder. Her soyun ona güç veren, onu koruyan bir ruhu, dua¬
larda kullandığı alkış sözleri, ibadet pratikleri, kutsal bir dağı, hayvanı, kesme¬
mesi gereken ağacı, avlamaması gereken hayvanlan ve bir aile/soy damgası
vardır. Aynca her soyun bir türeyiş hikâyesi vardır (Radloff 1994b: 9-10,
Muytuyeva 1996: 180-181).

Radloff, Altaylılann yirmi dört soya bölündüğünü, Radloff, bu soyların
hepsinin Altay soyu olmadığını bu bölgeye sonradan göç eden halklann da bu
geleneğe uyarak Altay soylanna benzer
Sart, Kırgız, Ara, Mongul gibi yeni soy¬
lar oluşturduklannı vurgular (Radloff 1994b: 9-10). Son çalışmalara baktığımız¬
da, bu sayının otuz yediye kadar ulaştığını (Kudachinova 2006:207) ama ana
söökler ve onlann alt dallan ile bu sayının daha da artabileceğini belirtmeliyiz.
Burada bahsedilen soylar, Güney Altaylılann hemen hepsini içine almaktadır.
Bu söökler,
Aara, Almat, Baylagas, Boguskan, Cabak, Çarık, Cıbar, Irkit,
Kergil, Küzen, Köbök, Komdoş, Koboolı, Köjöö, Kaal, Kıpçak, Mundus, Merkit,
Modor, Mayman, Purut, Soyon, Saal, Orgoorıçı, Tandı, Tonjoon, Tumat, Ceti
San, Todoş, Töölös, Ölüp, Ölük, Ooçı, Çoros, Çaptı, Çağandık, Çagat...
şeklin¬
de sıralanabilir (Muytuyeva 1996: 178). Bugün, Altay Cumhuriyeti sınırlan için¬
de çok az sayıda bulunan Güney Altay grubundaki diğer boylarla çoğu ortak olan
Teleütlerin soylan arasında ise
Toro, Oçu, Mürküt, ak-Tumat, Kara Tumat,
Çoros, Kıpçak, Sart, Nayman, Tölös, Torgul, Mundus, Koçkor-Mundus, Totoş,
Purut, Çalman
sayılmaktadır (Radloff 1994a : 205).

Altay Türkleri içinde değerlendirilen diğer Türk boylanndan Kumandılar
ise, temel olarak
Örö “Yukan” Kumandı/Kuvandı/Kıvandı ve Altına “Aşağı”

Kumandı olarak iki gruba ayrılırlar. Radloff, Yukan Kumandılann ve Ku-
mandı/Kubandı
; Aşağı Kumandılann ise, Tastar, Yutı, Çabraş ve Tön-Kubandı
soylarından oluştuğunu belirtir (1994a:200). Derlemelerimiz sırasında, Kuman-
dılar arasında eskiden otuz dokuz olan söök sayısının Ruslarla birlikte yaşamaya
başladıktan sonra zamanla unutularak bugün on civarında olduğu ifade edilmiş¬
tir. Bunlar
Şabat, Çedirbek, Ktzılkös, Apaşkös, Tofi~Ton, Tonıl-Tıınal,
Sakpıjık-Sakpıjok, Toguz Komnoş-Komdoş ve Kiizen
şeklinde sıralanmaktadır.
(Çayım vd., 2004: 148, Güner Dilek 2005: KM-1, 135-143).

Çalkandılar, Şalkanıg (Çalgan) ve Şakşdıg (Yakşı) olmak üzere iki kola ay¬
rılır. Kendilerini araştırmalarımızda
Şakşıluu ve Şalganu olarak adlandıran Çal¬
kandılar, soylarının çok eskiden itibaren var olanlar ve sonradan insan adlarından
türeyenler şeklinde devam ettiğini ifade etmektedirler (Radloff 1994a: 201,
Çayım vd. 2004: 146-147, Güner Dilek 2005: ÇK-2, 1-29). Araştırmamdaki
kaynak kişiler arasında yer alan ve Çalkandı boyuna mensup olan araştırmacı-
eğitimci Ekatarina Pavlovna Kandarakova’nın Çalkandılar hakkında Moskova
merkezli yürütülen bir proje için taradığı sözlü edebiyat örneklerine göre
Akbaş,
Kiizen, Niandıg Koy, Kuruskan, Kendirek, Kızıl Bös, Kara Tiiben
gibi adlar alan
Çalkandı soylarının sayısı elliye kadar ulaşabilmektedir (Güner Dilek 2005: ÇK-

2, 144-169).

Karaorman Tatarları olarak da bilinen Tubaların bazı araştırmalarda Altay
ve Teleütlerle karışarak Türkleşen Samoyed kabilelerinden olabilecekleri öne
sürülür. Ayrıca Koybal ve Soyonlann da kendilerini Tuba adıyla tanımladıkları
vurgulanır (Radloff 1994a: 201, Menges 1994: 148). Günümüzde en çok Rusla-
545
şan Altay Türklerinden olan Tubaların soyları arasında Küsön, Çedibeş, Kara
Togus, Yobur-Çıgal, Kömnöş, Yalan, Ton, Çıgal, Palan, Yiis, Şor, Torgul, Kara
Şavat
sayılabilir (Radloff 1994a: 201).

Sööklerin ortaya çıkışı ile ilgili bir efsane kısaca (Ukaçina vd. 1994: 1719)
şöyledir:

Ülgen, insanları yarattığında kadını ve erkeği eşit yaratır. Erlik, insanoğlunu
kötü şeyler yapmaya zorlaşa da Ülgen, iyimser düşüncelerle kadını ve erkeği
yaratır. Böylece aynı anda yaratılan kadın ve erkeğin çocukları ve onlann da
çocukları dört bir yana dağılır. Ülgen’in dokuz oğlu olur ve söökler bu oğullarla
başlamıştır, kızlardan sööklerin devam etmediği ifade edilir. Ülgen’in bu dokuz
oğlu ise, Kıpçak, Mayman, Todoş, Tonjoon, Komdoş, Cüs, Togus, Küzen,
Kerdaş şeklindedir. Diğer söökler de bu ana sööklerden türemiştir.

Söök/Uk “soy, kabile” akrabalığı; Altay Türkleri arasında, göçebe hayatın
canlı olarak sürdüğü devirlerde de yerleşik hayata geçtikten sonra da, aileler
arasındaki ilişkileri, yakınlaşmaları, evlilikleri düzenleyen, yöneten ve toplumsal

akrabalığının kurallarına, törelerine uyulduğu için Altay Türkleri az sayıda olma¬
larına rağmen kim olduklarını unutmamışlardır. Günümüzde yukanda da bahse¬
dildiği gibi hemen herkes soyunu en az yedi nesle kadar bilmektedir
(Kudachinova 2006:208). Soy akrabalığı sadece kimliğini bilmek olarak görül¬
mez, aynı zamanda birbirine yakın olmayı hatta birlikte yaşamayı ve birbirinden
sorumlu olmayı da getirir. Bulundukları yerlerdeki demografik yaptı, bugün
oldukça değişmiş olsa da, bu bağ yine de gücünü muhafaza etmektedir.
Radloff’un “Karmaşık halde olsalar bile kuvvetli bir birlik duygusuna sahiptir¬
ler.” şeklindeki ifadesi de bu gözlemlerimizi yıllar öncesinden doğrular nitelikte¬
dir (Radloff 1994b:9-ll).

Araştırmalarda söök akrabalığının babadan oğla geçen cayzcın “zaysanlık”
yönetiminde de önemli bir rol üstlendiğine dikkat çekilmektedir. Her söökten
zaysan olamayacağı, zaysamn soylu, asil yani
uktu ailelerden çıkabileceği ve
bütün halkın, zaysanların şeceresini bildiği ve onlara itibar ettiği ifade edilmek¬
tedir (Radloff 1994b: 3-6).

Akrabalık Terimleri

Düşünce, kelimeler aracılığıyla yani dil ile şekillenir. Dillerdeki farklılıkla¬
rın çoğu toplumların sosyal yapısından ve o toplum bireylerinin hayata karşı
aldıkları tavır farklılıklarından kaynaklanmaktadır (Vendryes 2001: 23-24). Bu
çeşitlilik, dilde söz varlığı içinde kendini gösterir. Bir dilin söz varlığı; ait olduğu
toplumun yaşam biçiminden, sosyal ilişkilerine, ahlâki ve kültürel değerlerine,
dünya görüşüne, coğrafî durumuna, iklimine ve geçim kaynaklarına kadar uza-
546 nan oldukça çeşitli kavramlar hakkında bilgi verir.

Bütün dillerin temel söz varlığı, çekirdek sözler, etken söz varlığı gibi ad¬
landırmalar içinde akrabalık adlan da yer alır (Aksan, 2000:26, 2002: 32-35).

Akrabalık terimleri, birbiriyle kan veya evlilik bağı olan insanların günlük
hayatta birbirlerine hitap ederken adlanmn yanında, çoğu zaman ise özel adlann
da yerini almak suretiyle kullanılmaktadır. Örneklersek,
baba, erkek kardeş,
anne, teyze
olmak, bulunduğu sosyal çevrede bireye birtakım haklar yanında
görevler de vermektedir. Bu yönüyle akrabalık terimleri, insanlann bulunduktan
toplum içindeki konumlannı, kimliklerini, yaşlannı, cinsiyetlerini, medeni du-
rumlannı çevreye bildirme görevini de üstlenmiştir, onlar aracılığıyla, yakın
akraba ve uzak akraba kimdir, anne ve baba olmadığı takdirde onlardan sonra en
yakın hukukî sorumlu kimdir kolayca anlaşılır. Sonuç olarak bu terimler, toplum
ve birey arasındaki ilişkiyi düzenleyici bir araçtır (Wardhaugh, 1997:226,
Crystal 2007: 80-81).

Toplumlara göre değişen terimlerdeki çeşitlilik yaşa, cinse, evlilik gibi fak¬
törlere bağlanmışsa da incelediğimiz Altay-Türk toplumunda akrabalık ilişkileri
çemberinde her kişiye verilen bireysel değer, saygı ve özen de önemli etkenler
arasındadır. Aynca Altay Türklerinin eski gelenekse] yaşantısında kadınlar ve

erkekler arasında gizli bir dil söz konusudur, kocanın yaşlı akrabalarının ve er¬
keklerin özel adlarını kadınların telâffuz etmesi kesinlikle yasaktır; bu isimler
yerine yakın anlama gelen kelimeler kullanılmaktadır (Güner Dilek 2005: TL-1
1-30). Artık bu gelenek geçerliliğini yitirmiş olmasına rağmen izleri ve uzantıları
günümüzde de görülmektedir. Sadece yaşça büyük erkeklere değil aynı zamanda
kadınlara da ismiyle hitap edilmediği gibi toplum içinde doğrudan “anne” diye
de seslenilmemektedir. Konuşmalarda,
Nadya ece yerine küçük kardeşler ecezi
“ablası”, ene yerine de caanazı “ büyükannesi” gibi akrabalık isimlerinin üçüncü
teklik şahıs iyelik eki almış şekiller tercih edilmektedir.

Ayrıca bir çalışma konusu olabilecek zenginlikte örtmece örneklerini gör¬
düğümüz Altay Türkçesinde, Altaylılann inanışına göre kutsal sayılan
ayu
“ayı”nın adı doğrudan seslendirilmeyip aşağıdaki akrabalık terimleri bu anlamda
kullanılır:
Aba “yaşça büyük akraba”, tayganm abazı “ormanın büyük akrabası”,
arsıl aba “yırtıcı büyük akraba”, karındaş “küçük akraba”, abay/augay/abagay
“dede, dedenin erkek kardeşi”, taay, “dayı”, taay öböön “anne tarafından erkek
akrabalar, dayı”
taadak “annenin babası, dede” ögöön/öbögön/öböön/ögön,
apşıyak, abışka
“yaşlı adam, erkek, koca”, ulda “dede, büyük baba, dedelerin
dedesi”,
“eş, kadın”, adalık “saygıdeğer, sayın”. Ayıdan başka kutsal sayılan
“kurt” için de benzer akrabalık terimleri örtmece olabilmektedir:
taay, kök taay
“dayı” abaay “dede”, abugay/abıgay “büyük baldız”, agaçak “büyük akraba”,
taay ögöön “anne tarafından erkek akrabalar, dayı”. Ancak bu adlandırmalar
daha çok eski Altaycaya aittir, Modem Altaycada ise yaşça büyük insanlar dışın¬
da pek kullanılmadığına dikkat çekilmektedir (Yayimova, 1990: 94-95, 116,
120
).

Akrabalık terimleri, temel söz varlığı içinde yer almış olmasına rağmen
başka dillerden de kelimeler alabilmektedir. Bu alıntılar, teknolojik gelişmelere
bağlı olarak batı kültüründen olabildiği gibi daha farklı sebeplerle ve farklı şekil¬
lerde de olabilir. Nitekim Altay-Türk toplumunda, akrabalık terimleri genel ola¬
rak Türkçe sözlerden oluşmakla birlikte, tarihî Cungarya Devletinden gelen bağ¬
lar sebebiyle Altaycada küçümsenemeyecek ölçüde Moğolca kelime ve ek
ödünçlemeleri dikkat çekmektedir. Rusya Federasyonu içinde yer alan Altay
Cumhuriyetinin bugünkü konumuna baktığımızda, eğitim ve iletişim dili olarak
Rusçamn kullanıldığı görülür. Altay’da bütün yerleşim merkezlerinde Altaylılar
Ruslarla birlikte yaşamaktadırlar. Çarlık zamanından beri bir arada olan bu iki
toplum arasında kız alış verişleri de oldukça yaygınlaşmıştır. Akrabalık ilişkisi
kurulmuş olan iki toplum arasında Ruşça akrabalık adlan da Altaylılann dilinde
yer almıştır. Ancak Rusça akrabalık adlan bu çalışmaya dahil edilmemiştir. Aşa¬
ğıda verilen Altay Türklerinin akrabalık terimleriyle ilgili söz varlığının sınırlan
1998 yılında bölgeden derlenen metinler,
Teleüt Ağzı Sözlüğü’nden ve Altay
Tiklin Tündük Dialektlerinin Temalar Aayınça Sözligi'
nden faydalanarak belir¬
lenmiş; elde edilen kelimeler, kan yoluyla akrabalık bildirenler, evlilik yoluyla
akrabalık bildirenler ve akrabalıkla ilişkili sözler şeklinde gruplandmlmıştır.

I. KAN YOLUYLA AKRABALIK BİLDİREN KELİMELER

1.    DEDE

Alt. yd. kargan taay, taay ada, taada “anne tarafından dede”, tös taay “an¬
ne tarafından dedenin babası, büyük baba”,
tös öbökö ada “büyük dedenin baba¬
sı”,
ençilik taay “en büyük dedenin babası”, taada, ece, kargan ada “babanın
babası, dede”,
uluada/ulda, öbökö “baba tarafından dedenin babası”, elençek
“öbökö’nün babası, büyük dede”

AK taada, ada “babanın babası, dede”

Tin. ulda/uulda “babanın babası, dede”, taayda/dayda “annenin babası, de¬
de, büyük baba”,
abaa “büyük baba, dede”

Tel. abaş “ dede, büyükbaba”

Çlk. niada/naadaq/non adı “babanın babası, dede”, apşıyaş “dede”, tay-
da/taydaq
“annenin babası, dede”

Km. adaq( adağı)/adaq, narı ada “babanın babası, dede”; tayda,
taydaq/taytaq/daydaq
“annenin babası, dede”, niağa “büyük baba, de¬
de”

Tb. taada, taydak, adamnın adazı, kamıgom “ babanın babası, dede”; tay¬
da, ananının adazı
“annenin babası, dede”

2.    NİNE

Alt. yd. caana(k) “nine, anneanne” taay ene “anneanne”, tös taay ene “an¬
neannenin annesi”,
tös öbökö ene “anneannenin annesinin annesi”, ençilik taay
ene
“en büyük anneannenin annesi”, caan ene, caana, kargan ene “babaanne”
AK
caana “anneanne, büyük anne”

Tin. tayne/dayane “annenin annesi, anneanne”, caanna/caane “babaanne”
Tel.
eneş “babaanne”, tayneş “ anne anne, büyük anne”

Çlk. qurtiyak, qurtıyaş “nine”; naana(q), nianaq, naanı, qama “babaanne,
büyük anne”,
taynab “anneanne”

Km. nana(q)/naanaq “nine, babaanne”, üld’ek, ülçek “babaanne”; nanaq,
taynek, daynuq/dayna
“anneanne”

Tb. caana, nana, qarna(m) “nine”, nana “babaanne”, tayna(m), taynaq
“anneanne”

3.    ANNE

Alt. yd. ene “anne”

AK ene/ene/yene “anne”

Tin. ana/ene/ene “anne”

Tel. ana/ene “anne”

Çlk. ancı/ana/ane/ane “anne”

Km. ana(m)/anâ /anı/ani/'ene/eni “anne”

Tb. ana/ane/amıa/ene/eene “anne”

4.    BABA

Alt. yd. ada “baba”

AK ada/aada, ağış (-jım) “baba”

Tel. aba “baba”

Tin. ada/aada “baba”

Çlk. ada/adı, ağı(m) “baba”

Km. ada(q), ağa(m)/ağğa/aağı /ağı/hağı “baba”

Tb. ada/adı, awo/auva(m), aca “baba”

5.    AMCA

Alt.yd. aka “amca, babanın erkek kardeşi”, aka, aba “büyük amca”, abay
“dedenin (babanın babası) ağabeyi, amca”, aaçı/açı “babanın küçük
kardeşi, amca”,
ılda “babanın küçük kardeşi, amca”

AK axça, aka/aqa/axa “amca”

Tin. axça, aka/axa “amca”, aba “ babanın ağabeyleri, amca”

Tel. abagay “amca, babanın ağabeyi”, aça “babanın küçük erkek kardeşi,
amca”

Çlk. aje/aja(m), ılda(m) ağan “amca, babanın erkek kardeşi”

Km. ağıy “büyük amca”, aça/aja/acTa(m)/axça, ulda/ılda/ılta “ babanın
ağabeyleri, büyük amca, amca”

Tb. aqa, ağa(m), avay “amca, babanın erkek kardeşi”

6.    DAYI

Alt. yd . ( tös) taay “annenin erkek kardeşi veya erkek akrabaları, dayı”,
taay kayın “kadına göre kocasının dayıları”

AK taay/daay/daayı “annenin erkek kardeşi, dayı”

Tin. taay/daay “annenin erkek kardeşi, dayı”

TeL taay “dayı”

Çlk. taay/daayı/dayı “annenin erkek kardeşi, dayı”

Km. taay Idaayı/daayVdayi “annenin erkek kardeşi, dayı”

Tb. taay “annenin erkek kardeşi, dayı”

7.    HALA

Alt. yd. ece, sıyın “babanın kız kardeşi, hala”

AK ece/ ece “babanın kız kardeşi, hala”

Tin. ece/eje “babanın kız kardeşi, hala”

ÇIk. eçe

Km. içi “babanın küçük kız kardeşleri, hala”, ağulış “babanın büyük kız
kardeşleri, büyük hala”

Tb. ec<?/e/e“babamn kız kardeşi, hala”

8.    TEYZE

Alt. yd. abıgay, ece “annenin ablası ve kız kardeşleri, teyze; annenin teyze¬
si”,
tös taay ece “annenin abla ve kız kardeşleri”

AK ece/ece “teyze”

Tin. ece/eje “teyze”

Çlk. eçe “teyze”

Km. eçe/eçi/eje/ed’e/eçı/içı “annenin kız kardeşleri, (büyük) teyze”,
ağulış/ağalış/ağ\aş/ağlış “annenin büyük kız kardeşleri, büyük teyze,
teyze”

Tb. ece/eje, tay eje “annenin ablası ve kız kardeşleri, teyze”

9.    ERKEK KARDEŞ/AĞABEY

Alt. yd. aka “ağabey” iynim, karındaş “küçük erkek kardeş”, caan aka “bü¬
yük ağabey”

AK karındaş/ğarındaş “erkek kardeş, kardeş” , ağa/aqa/axa/axxa “ağa¬
bey”,
ağa karındaş “ağabey”

Tin. ğarındaş “erkek kardeş, kardeş”, aqa” ağabey”

Tel. aça “ağabey”, karındaş “ küçük erkek kardeş”

Çlk. akı “ağabey”, aca(m), acı, kiçeecik aca(m), kiçeş aca(m) “küçük erkek
kardeş”,
naan aqı(m) “büyük ağabey”, ulu aca(m), naan aca(m), ılda
büyük erkek kardeş, ağabey”,
kiçü qarındaş/kiçeş qarındaşAiçig
qarındaş
“küçük erkek kardeş”, ğarındaş “erkek kardeş, kardeş”,
ğardış “kardeş”

Km. qarmdaş, kişü qarındaş “küçük erkek kardeş”, aça “küçük erkek kar¬
deş”,
ulu qarındaş “büyük erkek kardeş, ağabey”

Tb. qarındaş/qarındaş/qardaş, kijü qarındaş “küçük erkek kardeş”, han
aqa, caan aqa, naan aqa, aqa
“büyük ağabey”

10.    KIZ KARDEŞ/ABLA

Alt. yd. ece “abla”, sıyın(sıynı) “küçük kız kardeş”

AK ece/ece “abla”, sıyın(sıynı)/'siyin “küçük kız kardeş”

Tin. ece/eje “abla”, sıyın “küçük kız kardeş”

Tel. ey e “abla, kız kardeş”, siyin “kız kardeş, abla”

Çlk. ece, eje, nan ece, naan/ulu ece(m) “abla, büyük abla”; sıyın, tınma
“küçük kız kardeş, ğardış “kardeş”

Km. (ulu) ece/ed’e/eçe “abla, büyük abla”; (kiçii) tunma “küçük kız kardeş”
Tb.
ece/ece/eje, nan ece, ulu ece(m) “büyük kız kardeş, abla”; (kijü)sıym,
tunma/(kijii)tuma(m)/tıma(m)/donma
“küçük kız kardeş”

11.    KUZEN

Alt. yd. bölö “teyze çocukları, kuzen”, bölölöşki “teyze çocuklarının çocuk¬
ları”,
şanı “bölöşkilerin çocukları, amca çocuğu”, şanışkı “şanılann
çocukları”,
ceen “kardeş çocuklarının birbirine göre durumu, kuzen”,
avgı ece “amca kızı”

AK ceen “kuzen”

Tin. ceen, bölö “ kuzen”

Tel. pölö “abla çocukları, kuzen”

Çlk. ceen ool, pölö “kardeş çocuklarının birbirine göre durumu, kuzen”

Km. ekinçi üye karındaş, piile/bölöö/ biiyle “kardeş çocuklarının birbirine
göre durumu, kuzen”

Tb. ceen karındaş, pölö “kardeş çocuklarının birbirine göre durumu, ku¬
zen”

12.    YEĞEN

Alt. yd. ceen (bala) “dayıya göre kız kardeşinin çocukları, yeğen”, ceençer
“dayıya göre yeğenlerinin çocukları”, açı-karındaş “ağabeyin oğlu,
yeğen”,
açı-sıyın “ağabeyin kızı, yeğen”

AK ceen “yeğen”

Tin. ceen “yeğen”

Çlk. neen/ceen, pölön “yeğen”, ceen karındaş “kız yeğen”

Km. çeen, pölö/bölö “yeğen”

Tb. neen/ceen/ceen “yeğen”, neend’eği(m) “kız yeğen”

13.    ÇOCUK/BEBEK

Alt. yd. bala “çocuk, evlat”, cafiı çıkkan bala “bebek, yenidoğan(çocuk)”,
baştapkı bala, tın bala “ilk çocuk”, en kiçinek bala, kaktançı bala “en
küçük çocuk, son çocuk”

AK bala/wala/vala, yaş “çocuk, genç”

Tin. bala/balaa “çocuk, evlat”, kence, cuduluk “ailedeki en küçük çocuk”

Tel. pala “çocuk”, kaldık “kaldık”, kanayak “bebek”

ÇIk.palcı/bala “çocuk, evlat”, oyam “yavrum”, caa töröön (pala, caş pala)
“bebek, yenidoğan(çocuk)”, tın/tun pala, aldaa palazı, ulu pala “ilk
çocuk”,
oço pala/oşı pala(zı), kiçeeş palazı “en küçük çocuk, son ço¬
cuk”

Km. pala/bala “evlat, çocuk”, oyam “yavrum”, caa tören, naa köringen
“bebek, yenidoğan(çocuk)”, tın/tun pal, han pala “ilk çocuk”, qalğançı
pala, oçı/oşı pala
“en küçük çocuk, son çocuk”, yaş “çocuk, genç”

Tb. pala/bala/walaa “evlat, çocuk”, canı çıqqan pala, cafiı tapqan pala,
caa töröön
“bebek, yenidoğan (çocuk)”, paştapqı pala, tın/tun pala,
ozo pala(m)
“ilk çocuk”, qaqtançı bala, qalğançı/qalınçı pala, oçı pa¬
la, tordo pala(m), kiçinek/kiçü kişü pala
“en küçük çocuk, son çocuk”,
yaş “çocuk, genç”

14.    OĞUL

Alt. yd. uul(ırn) “oğul, erkek evlat, erkek çocuk, delikanlı”, uulçak “oğul¬
cuk, küçük erkek çocuğu”
baştapkı uul “ilk oğlan çocuğu”,

AK uul “oğul, erkek evlat, erkek çocuk, delikanlı”

Tin. uul/ool “oğul, erkek evlat, erkek çocuk, delikanlı”, uulçaq “oğulcuk,
küçük erkek çocuğu”

Tel. uul “delikanlı, oğul”, uulatı “genç, oğlan”, uulçak “yeni yetme, erkek
çocuk”

Çlk. uul(ım)/ool(ım), men uulım, meeii oolım “oğul (oğlum), erkek evlat,
erkek çocuk, delikanlı”
oolaç(ım)/oolaş, uulçaq “oğulcuk, küçük erkek
çocuğu”,
tın ool/tun uul, aldaa ool “ilk oğlan çocuğu”

Km. uul(ım), ool, uglım, meıi uulım “oğul(oğlum), erkek evlat, erkek ço¬
cuk”,
ozo törötkön ool, tun uul “ilk oğlan çocuğu”,
oolaq/ooloq/oolax/oolam, oolçaq/ülceek “oğul, küçük oğul, oğulcuk”

Tb. uul(ım) ,ool(ım), rneen uulım “oğul(oğlum), erkek evlat, erkek çocuk”
oolaş(im) oğulcuk, küçük erkek çocuğu”, paştapqı çıqqan uul, ozo
töröön uul(ım), tun uul
“ilk oğlan çocuğu”

15.    KIZ

Alt. yd. kıs “ kız evlat, kız çocuğu, genç kız”, kısçak/kızıçak “kızcağız, kü¬
çük kız çocuğu”
baştapkı çıkkan kıs “ilk doğan kız çocuğu”

AK ğıs/ğız “ kız evlat, kız çocuğu, genç kız”

Tin. ğıs/ğız “ kız evlat, kız çocuğu, genç kız”

Tel. kıs “kız evlat, kız çocuğu, genç kız”

Çlk. ğıs/ğız “kız evlat, kız çocuğu, genç kız”, qızışaq/qızıçaq/ğısçaq “kız
çocuğu”,
tın qıs, alda qızı, ulu qıs “ilk doğan kız çocuğu”

Km. ğıs/ğız/ğıyz “kız evlat, kız çocuğu, genç kız”, qısıçaq/qızıçaq “kız ço¬
cuğu”,
ozo törötkön qıs, tun qıs, paştapqı tın qıs “ilk doğan kız çocu¬
ğu”

Tb. ğıs/ ğız “ kız evlat, kız çocuğu, genç kız”, qısıçaq/qısçaq, paştapqı
çıqqan qıs, ozo töröön qızım, tun qıs
“ ilk doğan kız çocuğu”

16.    TORUN

Alt. yd. balamnın balazı, bala “çocuğunun çocuğu, torun” aaçı/ açı “oğlu¬
nun ya da erkek kardeşin çocukları, torun”

AK bala “torun”

Tin. bala/ balaa “torun”

Tel. palazının palazı “torun”

Çlk. palam palası, bala/balı “çocuğunun çocuğu, torun”

Km. palamnın palası/palanın palası, bala/balı “çocuğunun çocuğu, torun”
Tb
.palammn palazı, bala/balı, heen/ceen “çocuğunun çocuğu, torun”

II. EVLİLİK YOLUYLA AKRABALIK BİLDİREN KELİMELER

1. KOCA

Alt. yd. er (kiji), eş, öbögön/öböön/ögön “koca, eş”

AK er/yer, ergiş, küyii, ögön/ogön “koca, eş”

Tin. er/yer/eer, eeş/eş, ögöön, öböön “koca, eş”

Tel. er, kargan, öbögön “koca, eş”

Çlk eer/er, apşıyaa/ apşıyaaş/apşaaq/apşıyaa/apşiya, öböön “koca, eş”
Km.
eer/er/ir, er gıjı/ ergiş, apşiyaam/apşıyaa “koca, eş”

Tb. er/dar, apşıyaq/apşiyaq/apşıyax/apşiyaw/apşıya, eeş “koca, eş”

2.    KARI

Alt. yd. iiy(kiji), eş, emegen/emeen “eş, kan, zevce, hanım”

AK üy, eş/ej “eş, kan, zevce, hanım”.

Tin. Uy, eş/eeş, emeen “eş, kan, zevce, ev hanımı”

Tel. abakay, eş, kaat/kat, koltu, üy kiji, üydege “kan, eş, hanım”

Çlk. üy, uude, ğaat /ğad “eş, kan, hanım”

Km. ğaat/ğat, uude(gişi), üy/üydege/üge, emegen “eş, kan, zevce”

Tb. eeş, emeen/eemen “eş, kan, zevce”

3.    KAYNATA

Ait. yd. kayın ada, kaynı “kocasının veya kansımn babası, kaynata, kayın-
baba”

AK kayın ada “kocasının veya karısının babası, kaynata, kaymbaba”

Tin. kayın ada “kocasının veya kansımn babası, kaynata, kaymbaba”

Tel. kayın ada “kocasının veya karısının babası, kaynata, kaymbaba”

Çlk qayın, qayna(m), qaynazı “kocasını veya karısının babası, kaynata”
Km. qayne/qayna, qaynızı “kocasının veya kansımn babası, kaynata”

Tb. qayın, qaynım, qaym ada “kocasının veya kansımn babası, kaynata”

4.    KAYNANA

Alt. yd. kayın ene “karısının veya kocasının annesi, kaynana”

AK kayın/ğayın ene “karısının veya kocasının annesi, kaynana”

Tin. kayın ene “kansımn veya kocasının annesi, kaynana”

Tel. kayın ene “kaynana”

Çlk. qayın ene, ene/enezi “kansımn veya kocasının annesi, kaynana”

Km. eneelene/enem “kansımn veya kocasının annesi, kaynana”

Tb. qayın ene, qayın ana, ene, qayınım/qaynım “kansımn veya kocasının
annesi, kaynana”

5.    ENİŞTE

Alt. yd. taay ceste “teyzelerin eşleri, enişte”caan ceste” halanın kocası,
enişte” ,
küyü “küçük kız kardeşin kocası, enişte”, ceste “ablanın koca¬
sı, enişte”,
ceste kayın “kocanın ablasının eşi”

AK ceste/cesde “kız kardeşlerin kocası, hala ve teyzenin kocası, enişte”

Tin. ceste/cesde “kız kardeşlerin kocası, hala ve teyzenin kocası, enişte”

Tel. deste “enişte”

Çlk. kilye/küyö/kiiyee “küçük kız kardeşin kocası, enişte”, ceste “ablanın
kocası, enişte”

Km. kiiye “küçük kız kardeşin kocası, enişte”, ceste “ablanın, halanın veya
teyzenin kocası, enişte”

Tb. küyoo/kiiyiiAüye/gûyö “küçük kız kardeşin kocası, enişte”, cesde/ceste
“ablanın, halanın veya teyzenin kocası, enişte”

6.    YENGE

Alt. yd. ceñe “ağabeyin, dayının, amcanın karısı, yenge”, taay ceñe “dayı¬
nın karısı”,
abune “amcanın karısı, yenge”

AK ceñe “ağabeyin, dayının veya amcanın karısı, yenge”

Tin. ceñe “ağabeyin, dayının veya amcanın kansı, yenge”, abene “büyük
erkek kardeşlerin eşi”

Tel. d’eñe, abönöş, keldi “amcanın kansı, yenge”

Çlk. ñeñe, neje, ñeejim, ına (neje), eje, kiiyü “ağabeyin veya dayının kansı,
yenge”

Km. ınna, gûyü, negçenı/neüçem, pıjim “ağabeyin kansı, yenge”

Tb. ceñe/neñe/nege, ejek “ağabeyin veya dayının kansı, yenge”, negçe(m)
“amcanın kansı”

7.    KAYIN BİRADER

Alt. yd. curçı “kansının erkek kardeşi, kocanın küçük erkek kardeşi, kayın
birader”,
kayın (akazı) “kansının veya kocasının ağabeyi, kayın bira¬
der”,
abagay kansının büyük erkek kardeşi”

AK kayın/ğayın, curçı “kayın birader”

Tin. kayın/ğayın çurçı/çurçu/'curçı “kayın birader

Tel. d’urçu(m), kayna(m) “kaym birader”

Çlk. qayna/qaym , ñan curçu, abızın “kansının ağabeyi, büyük kayın”
tmma, kiçii curçu “kansının küçük erkek kardeşi, küçük kaym”

Km. curçı/çurçı/curşı(m) “kansının ağabeyi veya erkek kardeşi, kayın”

Tb. qaynim, curçı “kansının büyük veya küçük erkek kardeşi”

8.    BACANAK

Alt. yd. baca “baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalanmn birbirlerine göre
durumu, bacanak”

AK baca “baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalarının birbirlerine göre du¬
rumu, bacanak; erkek kardeşlerin kanlarının birbirine göre durumu, el¬
ti”

Tin. baca “baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalanmn birbirlerine göre du¬
rumu, bacanak”

Çlk. paja/baja “baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalanmn birbirlerine gö¬
re durumu, bacanak; erkek kardeşlerin kanlannın birbirine göre duru¬
mu, elti”

Km. pajı/paçı/baja baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalanmn birbirlerine
göre durumu, bacanak; erkek kardeşlerin kanlannın birbirine göre du¬
rumu, elti”

Tb. paja/paca/bad'a “baldızın kocası, kız kardeşlerin kocalanmn birbirle¬
rine göre durumu, bacanak; erkek kardeşlerin kanlannın birbirine göre
durumu, elti”

9.    BALDIZ

Alt. yd. cıırçı “karnının (küçük) kız kardeşi, baldız”

Çlk curçı/curçu, egeji/eniji, tıma/tuma “kansımn (küçük) kız kardeşi, bal¬
dız”

Km. curşa “kansımn (küçük) kız kardeşi, baldız”

Tb. curçı, egeçi, qaatımnın sıynı “erkeğe göre kansımn (küçük) kız kardeşi,
baldız”

10.    ELTİ

Alt. yd. baca “erkek kardeşlerin hanımlanmn birbirine göre durumu, elti”

Tin. abızın “ağabeylerin eşleri, elti”

Tel. abızın “ağabeylerin eşleri, elti”

Çlk. paja, kelinek “erkek kardeşlerin hanımlanmn birbirine göre durumu,
elti”

Km. paja

Tb. paca/paja, kelin “erkek kardeşlerin hanımlanmn birbirine göre durumu,
elti”

11. DAMAT

Alt. yd. küyü, küyü bala, küyüü uul “damat, güvey, kızın kocası”
AK
küyü “damat, kızın kocası”

Tin. kiiyü “damat”

Tel. kiiyii “damat”

Çlk. küyee, küyo, küye (pala) “damat, kızın kocası”

Km. küye “damat, kızın kocası”

Tb. küyii/kiiye/küyoo “damat, kızın kocası”

12. GELİN

Alt. yd. kelin (keldi<kel(i)n-i) “oğulun kansı, gelin, gelinlik kız, genç ka¬
dın”,
kedinçi, koltu, kireen “gelin”

AK gelin/geelin, kelçik “gelin”

Tin. gelin “gelin”

Tel. kelin/keldi “gelin”

Çlk. kelin “gelin”

Km. kelin “gelin”

Tb. gelin, gelnek “gelin”

III. AKRABALIKLA İLİŞKİLİ SÖZLER

1. AKRABA

Alt. yd. törögön/töröön “ akraba”, kanı cafiıs töröön “kan akrabalığı”, ıraak
törögön/töröön
“uzak akraba, hısım”

AK töröön/dörögön/dörögon/döröön/dörön, duğan, qayın, ğaağarındaş,
törögön turağaıı
“akraba”

Tin. töröön akraba”, ğayın/qayın/xayin “kadın veya erkeğin yaşlı akrabası”
Tel.
d’uuk, törögön, rMMgan“akraba”

Çlk. duğan, çaağırı/cağın, tuğan/duğan, tın cağın töröön “kan akrabalığı”,
ıraq töröön, ıraaq cağın, ıraq karındaş “uzak akraba, hısım”

Km    töröön/döröön/dörön/tören/türen,    ğonnuş,    büyle,

caağın/cağın/çaağın/'çağın, tıığan “akraba”, ıraq töröön/tören/çağın
“uzak akraba, hısım”

Tb. töröön/döröön/dörön “akraba”, kanı canıs töröön, naiinaç töröön “kan
akrabalığı”, ıraaq
töröön/ (urcıx)töröön, cuuk emes töröön “uzak akra¬
ba, hısım”

2.    EVLENMEK

Alt. yd. ayıl-curttu bol-, kiji al- “evlenmek, ev kurmak”

AK aalış-, büriik- “evlenmek”

Tin. gişee bar-/var- (kız için), gişi al-(erkek için), alış- “evlenmek”

Çlk. alış-/aalış-, gişe bar- “evlenmek”

Tel. kiji al- “evlenmek”

Km. kışee bar-, kışal-, alış-/aalış-uevlenmek”

Tb. ğıs al-, aluş-, gişee war- “evlenmek”

3.    ÖZ/ÜVEY

Alt. yd. ööy !öy, boyınıfi emes “üvey ”, abıcı “üvey ana, analık” azırantı
“evlatlık”

AK ööy/ öy “üvey”

Tin. ööy/öy “üvey”

Tel. ööy “üvey”

Çlk. öy, poynıfi eves “üvey ”, törön eves (karındaş) “üvey (kardeş)”,
azırandı palazı “evlatlık”, eje, avuçı “üvey ana, analık”

Km. öy/ööy “üvey” törön/törön evis (karındaş) “üvey (kardeş)”

Tb. öy/ööy, poyının eves, töröön eves “üvey ”, öy (pala) “üvey (çocuk)”,
auçı “üvey ana, analık”

4.    ÖKSÜZ/YETİM/DUL

Alt. yd. ösküs/öksüs “öksüz”, tul “kocası ölmüş kadın, dul”, boydofi “dul
erkek”

AK ösgüs,ösgws/ösküs “öksüz”, tul “kocası ölmüş kadın, dul”

Tin. ösküs/ösgüs “öksüz”

Tel. pajı tüşken kiji “dul ekek veya kadın”

Çlk. ösküs “öksüz” eri cok, apşa coq, apçıyağı coq “kocası ölmüş kadın,
dul”

Kın. ösküs/öskes “öksüz”, ösküs qaat, öküs ügezi “kocası ölmüş kadın, dul”
Tb.
ösküs/ösgüs “öksüz”, ösküs qaat, eeri coq/eri coq/er coq , öbööni ölgön
“kocası ölmüş kadın, dul”

5.    DÜNÜR

Alt. yd. kuda (erkekler için), “evli çiftlerin ana babalan ve akrabalannm
birbirlerine göre durumu”
kudagay “kız istemeye giden yaşlı kadın”,
kudalaş “kız istemeye giden, dünürcü, elçi”

AK kuda/ğuda “dünür”

Tin. ğuda “dünür”

Çlk. quda/qudu, utquljı “ kız istemeye giden, dünürcü, görücü”,
kudağay/kudaay“kız istemeye giden yaşlı kadın”

Tel. kuda “erkek dünür”, kudagay “ kadın dünür”

Km. quda, quncı/qunçı “kız istemeye giden, dünürcü, görücü”
kudaay/kuday “kız istemeye giden yaşlı kadın”

Tb. qudalaş, quda “ kız istemeye giden kimse, görücü, dünürcü” kudagay,
kuda, kudad’i
“kız istemeye giden yaşlı kadın”

6.    İHTİYAR (KADIN/ERKEK)

Alt. yd. kargan kiji, apşıyak “ihtiyar adam”, kargan emegen “ihtiyar kadın”

AK ğarğan/ğaraan “ihtiyar”, örökön “yaşlı adam”

Tin. ğarğan/ğaraan/ğarraanlqaraaan “ihtiyar”, öböön “ihtiyar adam”

Tel. abışka, d’ajı d’aan, kargan “ihtiyar”, emegen “ihtiyar kadın”, kökşin,
öbögön
“ihtiyar adam”

Çlk. qaraan( kiji), apşıyaş/apşıyaaş/apşaaq/ apşiya, öböön “ihtiyar adam”,
qaraan qaat, qurtiyaş/ ğurtiyaş/ qurtıyaç/qurtıyaq, örökötı “ihtiyar ka¬
dın”

Km. apşiyaş/apşıyaş/apşıyaq/apşıyaa, ğarraan/ğaaran “ihtiyar adam”,
ğurtuyaq/ğurdiyaq, emegen “ihtiyar kadın”

Tb. ğaraan lqaraan/ ğarraan (kiji), apşıyaq/apşıyax/apşıyaş/ apşiyaw “ih- 559
tiyar adam”, qaraan qaat, qurtıyaş/ğurtiyaq, qaat, qaraan, eemen “ih¬
tiyar kadın”

7.    EVLİ/ BEKÂR/EŞİNDEN AYRILMIŞ

Alt. yd. ayddu (curttu), bala barkalu, üylü(caylu), kijilü “evli, evli barklı”,
erlii “kadın için evli”, boydon “bekâr”, ayrdışkan “eşinden boşanmış,
ayrılmış (kimse)”

AK ayıldu/ayîlclu/ayldu/ aaydu, curttu, bala barxalu “evli, evli barklı”

Tin. ayddu (curtdu), ayld, semyalu, bala barxalu “evli, evli barklı”

Tel. erlii, kijilü “evli (kadın için)”, eştü “evli (erkek için)”, koltulu, pilelü,
üylü
“evli”, poydon “bekâr”

Çlk. aydduu, ayluu curtduu “evli, evli barklı”, poydon, qurtiyaa cok “bekâr,
evlenmemiş kimse”,
ayrdışqan, carılışqan “eşinden boşanmış, ayrıl¬
mış (kimse)”

Km. ayıldu “evli, evli barklı”, poydoh/poydah “bekâr, evlenmemiş kimse”,
ayrılışqan, carılışqan “eşinden boşanmış, ayrılmış (kimse)”

Tb. ayıldu çurttu “evli, evli barklı”, boydon, boş poydofi, beydağ, qaat alan
coq
“bekâr, evlenmemiş kimse”, ayrılışqan/ ayrılğan “eşinden boşan¬
mış, ayrılmış (kimse)”

EBEVEYN/AİLE

Alt. yd. ada ene “aile, ebeveyn, ana baba”

AK ene ada/ada ene “aile, ebeveyn, ana baba”

Tin. ada ene “aile, ebeveyn, ana baba”

Tel. ene ada “aile, ebeveyn, ana baba”    .

Km. ada eni, anam ağam/anı ağa “aile, ebeveyn, ana baba”

Tb. ada ene/adanası “aile, ebeveyn, ana baba”

Kısaltmalar ve Transkripsiyon İşaretleri

AK    Altay Kişi ağzı

Alt. yd.    Altay Türkçesi yazı dili

Çlk.    Çalkandı Kişi ağzı

Km.    Kumandı Kişi ağzı

Tb.    Tuba Kişi ağzı

Tel.    Teleüt Kişi ağzı

Tin.    Telengit Kişi ağzı

â    açık e ünlüsü

â    a-e arası ünlü

d’    palatal d ünsüzü

e    kapalı e ünlüsü

ğ    arka damak g’ si

ğ    çok hafif boğumlanan arka damak g’si

n    damak n’si

n    palatal n

o    o-ö arası ünlü

q    arka damak k’si

ü    u-ü arası ünlü

w    çift dudak v’si

x    hırıltılı h

KAYNAKLAR

a) Kitaplar ve Makaleler

Chechesh Kudachinova, (2006), “Kinship as Survival Strategy in Altai
Society”, The Kinship in the Altaic World,
Proceedings of the 48th
PIAC, Moscow 10-15 July, 2005 ( Edited by Elena V. Boikova and
Rostislav B. Rybakov, Harrassowitz Verlag- Weisbaden, s. 207-210.

David Crystal, (2007), Dillerin Katli, çev. Gökhan Cansız, Profil yayıncılık:
63, İstanbul.

Figen Güner Dilek, (2005), Altay Türkçesi Ağızları, Gazi Üniversitesi Sos¬
yal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara.

F. R. Palmer, (2001) Semantik, Yeni Bir anlambilim Projesi (Çev. Ramazan
Ertürk), Kitâbiyât, Ankara.

J. V. Vendryes (2001) (Çev. Berke Vardar), Multilingual, İstanbul.

Menges, Karl H., (1955), “The South-Siberian Turkic Languages 7”, CAJ
1,107-136, (1956)
“The South-Siberian Turkic Languages II", CAJ
2,161-175, Çev. Günay Karaağaç (1994)
“Güney Sibirya Türk Şivele¬
ri”
Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, S. VIII., Ege Üniver¬
sitesi Edebiyat Fakültesi yay., s. 115-152, İzmir.

Valentina A. Muytuyeva, Maya P. Çoçkina, (1996), Altay Can (Bilenin
Biçigi), Gomo-Altaysk.

N. A. Yayimova, (1990) Tabuirovannaya Leksika i Evfemizmı v Altayskom
Yazıke,
Gomo-Altaysk.

Prof. Dr. Doğan Aksan (2000), Türkçenin Sözvarlığı, Engin yayınevi,
Ankara.

Prof. Dr. Nihat Nirun (1994), Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile ve Kültür,
Ankara.

Ronald Wardhaugh (1998), An Introduction to Sociolinguistics, Blackwell
pub., Oxford, USA.

W. Radloff (1994a), Sibirya'dan I (Çev. Prof. Dr. Ahmet Temir), MEB ya-
ymlan:2750, İstanbul.

W. Radloff (1994b), Sibirya’dan II (Çev. Prof. Dr. Ahmet Temir), MEB
yaymlan:2751, İstanbul.

Yong-Söng Li, (1999) Türk Dillerinde Akrabalık Adları, Türk Dilleri Araş¬
tırmaları Dizisi, Simurg, İstanbul.

Zoya Anayban, (2006) “Epic Legends and Archival Materials as Sources
for Historical Study of the Role of Woman in Traditional Nomadic
Soceties of Southern Siberia
”, The Kinship in the Altaic World,
Proceedings of the 48th PIAC, Moscow 10-15 July, 2005 (Edited by
Elena V. Boikova and Rostislav B. Rybakov), Harrassowitz Verlag¬
Weisbaden, s. 13-18.

b) Sözlükler

Ş. Haluk Akalın, Caştegin Turgunbayev, (2000) Teleiit Ağzı Sözlüğü, TDK,
Ankara.

Naskali, Emine Gürsoy-Duranlı, Muvaffak , (1999) Altayca-Türkçe Sözlük,
TDK yay., Ankara.

N. A. Çayım, A. T. Tıbıkova vd. (2004), Altay Tildih Tündük Dialektlerinin
Temalar Aayınça Sözligi,
Gomo-Altaysk.

Mehmet Ziya Binler, (2007) Türk Dünyası Aile ve Akrabalık Terimleri Söz¬
lüğü,
Selenge yayınlan, İstanbul.


Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Armağanı

Editor:

Doç. Dr. Ekrem Arıkoğlu

Akçağ Yayınları: 901
Armağan Kitaplar: 2

ISBN 978-975-338-899-3

©Bu kitabın bütün hakları Akçağ A.Ş.’ine aittir.

Kitabın içeriği ile ilgili
tüm hukukî sorumluluk editörüne aittir.

Kapak / Emin Bebek
Sayfa Düzeni / Akçağ Dizgi Ünitesi
Baskı
/ Erek Matbaası 342 31 01
Büyük Sanayi 1. Cad. No. 1711 İskitler - Ankara
1. Baskı
/ Ankara 2008

Akçağ Basım Yayım Pazarlama A.Ş.
Tuna Cad. No. 8/1 Kızılay-Ankara
Tel: (312) 432 17 98 - 433 86 51
Faks: 432 28 52

www.akcag.com.tr
akcag@akcag. com. tr

EDEBİYAT YAZILARI

UMAY TÜRKEŞ-GÜNAY

20. Yüzyıl ve Ziya Gökalp..................................................................435

ŞERİF AKTAŞ

Anlatım ve Anlatım Türleri Üzerine.................................................444

ŞUAYİP KARAKAŞ

Sovyet Edebiyatı Hakkında Bazı Tespitler.......................................459

NEZAHAT ÖZCAN

Yahya Kemal -Yakup Kadri Dostluğu..............................................470

MURATGELDİ SÖYEGOV

Dokuz Oğuzlar ve İkiyıldız Dini veya Mani Peygamber ve

Dini Talimatı........................................................................................480

TUNCER GÜLENSOY

Bektaşi Felsefesinin Anadolu Giyim-Kuşamına Yansıması............498

FİKRET TÜRKMEN

Azerbaycan’daki Koç Şekilli Mezar Taşlarının

Folklorik Açıdan Değerlendirilmesi..................................................503

ÖCAL OĞUZ

Dede Korkut Metinleri: Mit mi, Tarih mi........................................514

YAŞAR KALAFAT

Dedem Korkut Kültür Ellerinde Adlanma.......................................520

FİGEN GÜNER DİLEK

Altay Türklerinde Akrabalık.............................................................541

MUSTAFA ÖNER

Tatarlarda Aydınlanma Hareketi ve Sultangaliyev.........................564

ERTUĞRUL YAMAN

Kutadgu Bilig Zemininde İletişimin Gerçek Boyutu: Gönül Dili ...571
M. FATİH KİRİŞÇİOĞLU

Er-Soğotox Destanının Kurgusu........................................................580

NACİYE YILDIZ

Çora Batır Destanından Hareketle “Kartağası”na Bağlı

Meclis Düzeni ve Anadolu’daki Benzerleri.......................................587

UFUK TAVKUL

Nart Destanlarının Eski Türk Destanları ile İlişkisi........................599

AYŞE YÜCEL ÇETİN

Türk Masallarında Gülme ve Mizahi Unsurlar...............................619

İBRAHİM DİLEK

Altaylardan Anadolu’ya Bir Yemek, Bir Oyun ve

Bir Ölüm Geleneği Üzerine................................................................628